YAYLA... ADEM GÜLEN
1980’li yıllardan beri yerel ve ulusal basında Bolu’nun yaylalarındaki güzelim arazilerin talanı, betonlaştırılması, mahvedilmesi, gasp edilmesi üzerine haberler okuyorum…
Halkın ortak malı olan pırlanta kadar kıymetli arazileri şahsi mülkiyetine geçiren, sadece “hayvancılık” amaçlı olan meralara zevk-ü sefa amaçlı villalar konduran haramzadelerden nefret ediyoruz.
Son 3 ay içinde Bolu’nun çevresindeki birkaç yaylayı görme imkanım oldu. İnanın çok canım yandı. “Allah, kitap” diye diye birileri yaylaları iyice mahvetmiş.
Devletimizden bir tek isteğim var. İsviçre’de bile olmayan mükemmel yaylalarımızdaki beton yığını kaşanelerin tümünü yıkalım. Yaylalar yazlık ve kışlık mekanlar olamasın.
Ne demek istediğimi anlamak isteyenler Seben Baraj Gölünün etrafını bir dolaşsın derim.
70’li yıllardaki çocukluğumda, her yılın haziran-temmuz aylarında Köroğlu Dağının hemen eteğindeki Bölücekkaya Köyü yaylasında 30-45 gün geçirirdim. Yayladaki evlerimiz tek göz odalı idi. Tümü ahşaptı. İçinde sadece ilkel bir ocak vardı...
Dünyanın incisi Türkiye’yi mahvedenlere artık dur demeliyiz.
Adem Gülen
Ne yazacağımı bilemiyorum.
***
2000 ya da 2001 yılında Bolu Meslek Lisesi elektronik bölümünden mezun ettik.
Öğrenciyken adeta 40 yaşında olgun bir insan gibiydi.
Son derece saygılı, ölçülü, bilgili, meraklı bir kişiydi.
***
Yaklaşık bir ay kadar önce karşılaştık. Saygıyla selam verdi. Hal hatır sorduk. Şakalaştık. Son derece sağlıklı görünüyordu.
***
Bu sabah COVID-19 denilen virüsten vefat ettiğini öğrendim.
***
Evladım gibi gördüğüm bir insandı. Değerliydi.
Allah rahmet eylesin.