ABD UZANTILARI
1945 yılında 2. Dünya Savaşı sona erdi. ABD, NATO adı verilen askeri örgütü kurdu. Bu örgütte söz hakkının yüzde 99'u ABD'ye aittir. Diğer ülkeler itiraz edemez, ettirilmez.
ABD'nin çıkarlarına zarar veren ülkeler,
- Sağ-sol
- İlerici-gerici
- Laik-antilaik
- Dindar-dinsiz
- Mezhep-tarikat-cemaat
- Sahte medya haberleri
- Uyuşturucu, alkol
- Moda
- Sinema
- Askeri darbeler
- Milliyetçilik
- Irkçılık
- Sahte dernekler
- Sahte çevreci örgütler
- LGBTİ faaliyetleri
- Finansal tuzaklar
- Kripto emtialar vb. enstrümanlar (araçlar) kullanılarak destabilize (karışıklık, kaos, kriz) edilir.
NATO adlı örgütün her türlü kılığa girerek ülkeyi karıştırdığını yaşayarak da görüyoruz. Türkiye 1952 yılında NATO'ya üye yapıldı. ABD'nin kontrolündeki bu örgütün çeşitli alt kolları vardır. Bu kollara her ülkede farklı isimler verildiği görülmektedir. Çok bilinen adı Gladyo olan bu yapı Türkiye'de de çeşitli adlarla 70 yıldır faaliyet göstermektedir.
Mustafa Yıldırım, Erol Bilbilik, Erol Mütercimler, Yalçın Küçük, Cengiz Özakıncı, İlhami Soysal, Uğur Mumcu, Attila İlhan, Emin Gürses, Arslan Bulut, Banu Avar gibi aydınlar Gladyo'nun Türkiye'deki kollarını 50 yıldır çok açık biçimde dile getirmişlerdir.
Gladyo adlı yapının tek derdi Türkiye'nin kendi kontrolü altından çıkmasını, bağımsız hareket etmesini, Rusya'ya, Türk Dünyasına yakınlaşmasını, kalkınmasını önlemek olmuştur. Bunu başarmak için sağcılar, solcular, liberaller, İslamcılar, milliyetçiler, ırkçılar, Turancılar, askerciler, ağalar, tarikat şeyhleri, cemaat liderleri satın alınıp kullanılagelmiştir.
ABD işi o kadar ileriye götürmüştür ki bu kuklaların kurduğu derneklerin bütçesini, sandalyesini, masasını vermiş, dergilerini bile parasız bastırmıştır.
1970-80 yılları arasında Türkiye'de yaşanan silahlı sağ-sol kavgalarının tümünün planlayıcısı NATO yani Gladyo'dur.
NATO'nun uzantısı olan Gladyo'ya hizmet eden siyasetçileri, askerleri, işinsanlarını, tarikat liderlerini çok net biçimde biliyoruz artık.
2000'li yıllarda iyice yaygınlaşan internet sayesinde hiçbir düşünce/haber engellenemiyor. Yani bugün sansür mümkünsüz hale gelmiştir. Gazetenin, kitabın, derginin basımı-dağıtımı engellenebiliyor. Ama internet üzerinden yapılan yayınları yok etmek mümkün değildir.
Türkiye'de 70 yıldır ABD'nin sömürü düzeninin devam etmesi için çalışan yapıları çok net olarak biliyoruz. Bunun, toplumun çoğunluğu tarafından öğrenilmesi şu anda mümkün görünmüyor. Zira genel okumuşluk ortalamamız 4-5 yıl aralığında. Bu da bize şunu ifade ediyor: Toplumumuz işittiğinin, okuduğunun ve izlediğinin yüzde 60'ını idrak edemiyor (analiz edemiyor).
Lise, hatta üniversite mezunlarımız bile araştırma, okuma, öğrenme, analiz etme dürtülerinden uzaktır. Halkın büyük bir kesimi hedoni (moda, tüketim, tatil, eğlence, TV) etkisi altında yaşamaktadır.
Sonuç: Türkiye'de NATO ya da süper NATO ya da Gladyo ya da derin devlet hala canlıdır, hala her türlü tuzağı kurmaktadır.