“Nas” ne oldu?
Nas: İslam fıkhında, Kur'an'da yer alan ayetler ve peygamberin söylediği sözler olan hadislere verilen genel addır. (https://tr.wikipedia.org/wiki/Nas)
Son 2 yıl zarfında “Nas var” denilerek faizler yüzde 8’lere kadar düşürüldü. Düşük faizle kredi kullanan, eline para geçen milyonlarca insan altına, gümüşe, dövize, konuta, arsaya, tarlaya, arabaya, kriptoya saldırdı. Piyasada araba bulunamaz oldu. Lüks evler kapışanın elinde kaldı.
Aşırı tüketim, lüks mallara yönelim, enflasyonu yüzde 100’lerin üzerine fırlattı. Bunun üzerine faizler yüzde 50-60 aralığına yükseltildi.
Geçtiğimiz 2-3 yıl zarfında “Faiz haramdır, Faiz alan da veren de günahkardır” diye konuşan, yazan tayfadan çıt çıkmıyor.
Buradan sormak istiyorum: İslam dininin kuralları mı değişti? “Faiz haramdır” diye TRT’den bas bas bağıran, ne olduğu belirsiz Jöleli Yiğit’in de sesi çıkmaz oldu.
Futbol ülkeyi fakirleştirmekten başka bir işe yaramıyor
Çocukluğumda çevremdeki lümpen kişilerin etkisiyle Fenerbahçe ve Boluspor’u takip ederdim. Çok olmasa da 20 kere kadar Boluspor’un maçlarını izlemeye de gittim.
40’lı yaşlarımda futbol adlı sporun beyne, kemiklere, kalbe çok zararlı olduğunu, aslında bunun spor bile olmadığını uzmanlardan öğrendim. Boks, halter gibi dallar da sağlık için son derece zararlıdır.
Türkiye’de ve dünyada futbol, mafyanın, kara paracıların, çetelerin, bahisçilerin, kumarbazların, TV yayıncılarının, cahil spor analizcilerinin, paçavra spor gazetelerinin, düzenin insanlarının, oligarşinin, faşizmin, dikta rejimlerinin, antidemokratik yapıların oyun (faaliyet, at koşturma) alanı olmuştur.
Futbol ile ilgili hiçbir yayını, programı, kanalı, reklamı, propagandayı takip etmiyorum. Bu sektörü övenleri, başımıza bela edenleri de nefretle kınıyorum.
Çocuklarınızı futboldan uzak tutunuz. Zira futbol insan sağlığına çok zararlıdır. Yürüme, hafif koşu, yüzme, bisiklet gibi sporlar bünyeye daha uygundur.
Türkçe
Osman Bey sabah saat 7’de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidasterliklerini giydi. WC’ye uğradıktan sonra banyoya geçti. Clear şampuanı ve Protex sabunuyla duşunu aldı. Colgate ile dişlerini fırçaladı. Rowenta saç kurutucuyla saçını kuruttu. Bill’s gömleğini vePierre Cardin takımını giydi. Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Geç kalıyorum diye düşünerek aile fertlerine çav deyip BYD otomobiline bindi. Otobana çıkınca Sony radyosunu açarak pop müziğe istasyonu ayarladı. Ağzına bir Polo şeker attı.
Şehrin göbeğindeki mega iş centerindeki ofisine varınca HP bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel’e girdi. Ofisboydan Nescafesini istedi. Saat 10’a doğru açlığını yatıştırmak için Grissini yedi. ÖğlenWimpy’s fast food kafeteryaya gitti. Ayak üzeri Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi. Camel sigarasını yakıp AK İT gazetesini karıştırdı.
Akşam üzeri iş çıkışı Image Bara uğrayıp cips ile içkisini içtikten sonra köşedeki Shopping Center’a uğradı. Eşinin sipariş ettiği Persil Supra deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kâğıdı, Sprite gazoz ve Johnson kolonyayı alarak kasaya yanaştı. Bonus kartıyla faturayı ödedi.
Hafta sonu eşi Münevver’le Galeri’aya giden Osman Bey showroomları dolaşıp Kinetix ayakkabı, Lee Cooper blue jean satın aldı.
Akşam evde TV Guide’a göz atan Osman Bey kanallar arasında zapping yaparak Televole, First Class, Top Secret gibi programları izledi. Bunlar izlenirken Osman Bey Outdoor dergisini karıştırdı. Münevver hanım Vogue dergisindeki soap magazinleri okudu. 16 yaşındaki Mücahit ise Blue Jean dergisindeki pop starların resimlerini kesti.
Saat 22’ye doğru Now adlı bir kanalda Türk dilinin ana konu olduğu bir panel başladı. Uykusu kaçan Osman Bey bu yayını izlemeye başladı. Programın ortalarına doğru söz alan Saint Benoit Lisesi çıkışlı Harvard mezunu, Rolex kol saatli bir entelektüel ”Dilimiz Türkçe her geçen gün biraz daha dejenere oluyor. Bu realiteyi ele almanın zamanı geçmek üzere. Dogmatik, statükocu yaklaşımlara kapılmadan problemi irdeleyip çözmeliyiz” diye konuştu. Bunun üzerine Osman Bey kendi kendine “çok doğru bir analiz” diye söylendi.
Not: Türkçe ile ilgili yazımı yaklaşık 20 yıl önce yazmıştım. Ülkemizde hala bir uyanma olmadı.