Haber: Yağmur Altundağ
Bolu Belediye Meclisi Mayıs Ayı 1. Oturumu Tanju Özcan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda söz alan İYİ Parti Bolu Belediye Meclis Üyesi ve Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Hakan Alpaslan, 14 Mayıs seçimleri öncesinde birlik ve beraberlik vurgusu yaptığı konuşmasıyla büyük alkış aldı.
HERKESİ SANDIĞA DAVET ETTİ
Sözlerine seçim gününü hatırlatarak başlayan Alpaslan, “Bütün vatandaşlarımızın, vatandaşlık görevi gereği, sandıkta tercihlerini yapmak üzere oy kullanmalarını rica ediyorum. Mutlaka sandığa gidin, oyunuzu kullanın ve oyunuza sahip çıkın. Unutmayın ki; biz bir savaşa değil, demokrasinin gereği olarak sadece ve sadece bir seçime gidiyoruz." dedi.
“SİYASİ PARTİLER DEVLET DEĞİLDİR”
Siyasi partilerin, devletteki yerine vurgu yapan Alpaslan, “Siyasi partiler, ülkenin seçmenlerini temsil eden, vatandaşların ülke yönetiminde söz sahibi olmak üzere kurdukları yapılardır. Asla devlet değillerdir, sadece hükümeti kurar, yönetir ve o an için görevi gereği devleti temsil eder. Devletle, hükümeti birbirine karıştırmayalım. Partilerin hepsi gelip geçici, Yüce Türk Devleti bakidir. Şeyh Edebali'nin de ifade ettiği üzere; İnsanı yaşat ki; Devlet yaşasın sözü asla unutulmamalıdır.” ifadelerini kullandı.
SEÇİM SONRASI HAYALİNDEKİ ÜLKEYİ ANLATTI
Alpaslan, konuşmasına şöyle devam etti; “Seçim sonrası insanların ötekileştirilmediği, nefret ve hakaret dilinden uzak, saygı, sevgi ve hoşgörünün ön planda olduğu, din istismarlarının yapılmadığı, insanların sokaklarında halay çektiği, horonlar teptiği, zeybek oynadığı, yüzlerin güldüğü kaos ortamından uzak bir ülke hayal ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu 'ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de ifade ettiği üzere ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ felsefesinden uzaklaşmadan, dışarıda düşmana korku, içeride halka güven veren, Atatürk'ün, Cumhuriyet'in, laikliğin, inançların, düşünce ve ifade özgürlüğünün tartışılmadığı bir ülke hayal ediyorum. Yerli ve Milli teknolojisiyle, tarımıyla, eğitimiyle, sağlığıyla, güçlü ve kırılgan olmayan ekonomisiyle, hurafelerden uzak, boş vaatler peşinde koşmayan, halkın ve ülkenin gerçek ihtiyaçlarını tespit edip ona göre politikalar üretebilen, hızlı ve doğru karar verebilen, doğru koltuklara, yetkili ve etkin, liyakat sahibi yöneticilerin oturduğu bir ülke hayal ediyorum. Ailelerin çocuklarının ihtiyaçlarını alabileceği, küçük hesaplar yapmadan ailecek vakit geçirebileceği, ekonomik özgürlüğe sahip bireylerin oluşturduğu bir toplum hayal ediyorum. Çalışanının, emeklisinin, öğrencisinin barınma sorununu en az yaşayacağı, eğitimli insanların yurtdışına gitmek için fırsat kollamayacağı, çocukların yatağa aç girmeyeceği, mülteci sorununun kalmayacağı bir ülke hayal ediyorum. Yerli malı haftasının ve milli bayramların eskisi gibi statlarda daha görkemli bir şekilde kutlandığı, topraklarından nimet fışkıran bir ülkede tarım ürünlerinin yurtdışından ithal edilmediği, vatandaşların et ve et ürünlerini rahatça alabildiği bir fiyat politikası hayal ediyorum. Kadınların katledilmediği, çocuklarımızın ve kadınlarımızın huzur içinde sokaklarında dolaşabildiği, hava karardığı zaman evine rahatça gidip gelebileceği, güvenli bir ülke hayal ediyorum."
“OTURULAN KOLTUKLARIN SAHİBİ HALKTIR”
Alpaslan, konuşmasının son kısmında ise, “Sonuç olarak, kim seçilirse seçilsin, hangi parti kazanırsa kazansın, vatandaşı temsil ettiğini, seçilenlerin hesap verme zorunluluğu, seçenlerin de hesap sorma yetkisi olduğunu unutmasınlar. Oturulan koltukların sahibi halktır. Kazanan demokrasi olsun, ülke olsun, halk olsun. Hiç kimse merak etmesin, sonuç ne olursa olsun, bu Bayrakta inmez, bu ezanda susmaz, T.C. de sonsuza dek payidar kalır. Türkü, Kürdü, Laz’ı, Çerkez’iyle, Alevi’si, Sünni’siyle biz büyük ve güçlü bir milletiz, 1000 yıldır bu topraklardayız, şimdi de bundan sonra da burada olacağız." diyerek sözlerini tamamladı.