CHP Bolu İl Başkanı Kazım Karsu Düzce depreminin 21. yıl dönümünde bir mesaj yayınladı.
Başkan Karsu; ‘Depremleri değiştiremeyiz ancak sistemi değiştirebiliriz’ Merkez üssü Düzce olan, 12 Kasım 1999 Cuma günü saat 18.57’de atasel büyüklüğü 7.2 olarak ölçülen 30 saniye süreyle etkili olan, pek çok ilimizde hissedilen, Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi'nin açıklamasına göre, ölü sayısının 845, yaralı sayısının 4948 olan depremin 21. Yılında CHP Bolu il başkanı Kazım Karsu bir basın açıklaması yaptı. ”İnsan onuruna yakışır, sağlıklı ve güvenli konutlarda yaşamak her insanın hakkıdır” diyen başkan Karsu; “Depremi asla unutturmadık ve asla unutturmayacağız. 17 Ağustos Kocaeli Depreminin 3 ay sonrasında yaşanan bu ikinci afet, ülkemiz deprem gerçekliğinin ne derece göz ardı edilmiş olduğunu ağır bir fatura ile birlikte ortaya çıkardı. “Dünya, üzerindeki her şeyin hareket ve değişim içinde olduğu dinamik bir varlıktır ve depremler bu doğal süreçlerin bir parçasıdır. Bir doğa olayı olan depremlerin herhangi bir irade ile durdurulması, değiştirilmesi mümkün değildir. Depremler sarsmaya devam edecekler. Ancak, varolan ekonomik, siyasal, kültürel ve afet yönetim sistemimiz içinde bu doğa olaylarının afete dönüşmesi maalesef kaçınılmaz gibi gözüküyor, depremleri değiştiremeyiz ancak sistemi değiştirebiliriz” ifadelerini kullandı. Başkan Karsu; “Sosyal, ekonomik ve siyasal bütün yapılar rant ekonomisinin egemenliği altında olduğu sürece bu sistemde yapıların ayakta kalması mümkün değildir. Uygulanan ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel politikaların kendilerinin birer fay, kırılma hattına dönüştüğü koşullar altında depremlerle mücadele teknik bir konu olmaktan çıkıp siyasal bir boyut kazanmıştır. Yapılan araştırmalar dünyada afetlerden etkilenen insan sayısının her yıl %6 arttığını, afetlerden etkilenen insanların %90‘ının az gelişmiş ülkelerde yaşadığını göstermektedir. Kaynaklarının eşitsiz dağılımı ve egemen piyasa ekonomisi az gelişmiş ülkeleri ve yoksulları afetlere karşı daha savunmasız bir hale getirmiştir. Doğal afetlerin ve diğer acil durumların insan yerleşimleri üzerindeki etkilerini hafifletmek, afetten etkilenen yerleşimlerin gelecekteki afetlerle ilgili risklerini azaltmak için yapılacak işlerin en başında: ülkemizde neoliberal politikalardan arındırılmış kamusal çıkar ve bilimsel önceliklere dayanan bir mühendislik-mimarlık-plancılık anlayışının oluşturulması gelmektedir. Bu düşüncelerle tüm depremlerde yaşamını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara şifa, kederli ailelere ise başsağlığı diliyorum” dedi.