Cumhur Bandakçıoğlu, Kıbrıscık’ta 240 hektar alan için maden arama ruhsatı verilmesi ve ihale yapılmasıyla ilgili kaleme aldığı yazıda şu dikkat çekici ifadelere yer verdi;
“Evet doğrudur Kıbrıscık’a yatırım istiyoruz. Turizmin gelişmesini istiyoruz. Hayvancılığın geliştirilmesini istiyoruz. Yörenin özgün tarımınınım korunmasını istiyoruz. Ormancılığın devamını istiyoruz. Birbirini tamamlayan bu değerlerin Kıbrıscık’ın sürdürülebilir geleceği olmasını istiyoruz. Ama bu değerlerle tezat, bu değerleri zamanla yok edecek madenciliğin bu topraklarda yapılmasını açık ve net olarak tehlikeli buluyoruz.
Her geçen gün iklim değişikliğinin ve kuraklığın etkilerinin gözle görülür şekilde hissetmeye başladığımız şu günlerde, Bolumuzun bulunduğu konumun, bu olumsuz tablodan en az etkilenecek yerlerin başında olması biz Boluların ne kadar hassas ve koruyucu davranmamız gerekliliğinin bir göstergesidir.
Üzülerek şahit oluyoruz ki Kıbrıscık’ta 240 hektarlık bir alanın maden arama ihalesi yapılmış. 4.Grup Maden olarak adlandırılan madenlerin arama izni verilmiş durumdadır. Nedir bu 4. Grup Madenler derseniz; sodyum, potasyum, lityum, iyot, bor tuzları gibi 100'e yakın endüstriyel hammadde; linyit, taşkömürü, uranyum, toryum, radyum gibi enerji hammaddeleri ve altın, gümüş, platin, bakır, demir, krom, titan ve alüminyum gibi metalik madenlerdir.
Tabi ilk bakışta bir zenginlik müjdesi gibi gözükse de günün sonunda, bir sonun başlangıcıdır. Maden sahaları en büyük zararı suya ve toprağa vermektedir. Yer üstü madenlerinde yer altı madenlerine göre çok daha fazla su kullanılmakta ve atık oluşturmaktadır. Hepimiz iyi biliyoruz ki bölgedeki su kaynaklarımızda çok değerli olup kullanım açısından son derece dikkat edilmelidir. Su birincil dereceden canlıların hakkıdır. Yaşamın sürdürülebilmesi suya bağlıdır. Ne yazık ki 2017 çıkarılan yasa değişiklikleriyle su havzalarının koruma alanları daraltılmış ayrıca en iyi orman niteliğini taşıyan yerlere bile her türlü maden arama ve işletme hakkı getirilmiştir.
Konu üzerinde itinayla çalışan CHP’li İl Genel Meclisi üyelerimiz bölge halkını ve kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirseler de konunun daha büyük kitle ve platformlarla dile getirilmesi ve sahip çıkılması gerekmektedir. İl genel meclis üyemiz ve bölgenin temsilcisi Sn. Alaattin Karadoğan tarafından başlatılan imza kampanyasına katılmak bu toprakları sahiplenen, bu toprakları seven herkesin ortak görevidir.
Başka Türkiye yok, Başka Bolu yok, başka Kıbrıscık yok!”