Bolu YRP İl Başkanı Baskın, Özcan’ın siyasî konuları gündemde tutarak şov yaptığını söyleyerek, “İnsanların yüzüne gülerek veya toplumun içinde sevecen tavırlar takınarak Belediye Başkanlığı yapılmaz. Siz önce görevlerinizi yapın” dedi.
Bolu Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Sadettin Baskın gündeme dair yaptığı açıklamalarla Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı eleştirdi. Özcan’ın siyasî şovlarla gündemde kalmaya çalıştığını söyleyen Baskın, “Önce görevlerini yapmalı” dedi.
“ÖNCE GÖREVLERİNİZİ YAPIN”
Baskın, sığınmacılardan herkesin rahatsız olduğunu söyleyerek, Özcan’ın Kur-an’ı Kerim’i öperek göreve geldikten sonra, davranışları ile bunu göz ardı ettiğini söyledi. Baskın, “Tanju Bey’le birlikte Bolu Belediyesi son dönemlerde çok görünür oldu. Aslında Tanju Bey’in öncelikle yapması gereken işler Bolu halkının selahiyetini sağlamak. Göreve gelirken Kur-an’ı Kerim’i öperek göreve başladı ama mevcut işleri yaparken bu göz ardı etmesi örneğin. Evet bütün sığınmacılardan ülke rahatsız, biz de rahatsızız. Bunu biliyoruz. Ama bunu kullanmak, profesyonel bir siyasetçiye Bolu gibi guzide bir şehrin Belediye Başkanı’na açıkçası yakışmıyor. Siz göreve gelirken Kur-an’ı Kerim’i öpüyorsanız eğer; Kur-an’ı Kerim ne diyor? ‘Tüm müminler kardeştir’ demiyor mu? Eğer kendisi “Faizin her türlüsü haramdır” diyorsa o zaman ‘Tüm müminler kardeştir” sözüne de inanması lazım. Evet sığınmacılarla ilgili tüm Bolu halkının rahatsızlığı var. Bunu şov haline getirmek doğru değil. Kavşaklardan arabalar dönemiyor, kanal yolu hala bitmedi, insanların yüzüne gülerek veya toplumun ,içinde sevecen tavırlar takınarak Belediye Başkanlığı yapılmaz. Siz önce görevlerinizi yapın. Doğru şeyleri yok mu? Tabi ki var. İnsanların sempatisini kazanmak, çocukların sevgiaini kazanmak, okulları ziyaret etmek gibi doğru şeyleri de var” dedi.
“FAİZİ AŞAĞIYA ÇEKİNCE DOLARIN YÜKSELECEĞİNİ
ÇOCUK BİLE BİLİR”
Baskın, Ankara siyaseti ile ekonomik kriz hakkında ise “Geçtiğimiz dönem 128 milyar dolar mevzusu vardı. ‘Biz doları yükseltmemk için kasadaki parayı harcadık’ dediler. Bunu Bakan’ın kendisi söyledi. Şimdi niye faizi aşağıya çekmek istiyorsun? Çocuk bile bilir ki faizi aşağıya çekince dolar yükselir. Yani bu ne perhiz bu ne lahana turiusu? Kaçıncı bakan değişti, bu bir çözüm değil.
“ZATEN DIŞ GÜÇLERİN ABLUKASINDASIN...”
“Dış güçlerin sana operasyon çekmesi için senin dış güçlerden ayrı hareket etmen lazım” diyen Baskın, ekonomik krizin dış güçlerin oyunu olmadığını çünkü hükümetin zaten dış güçlerin ablukasında olduğunu söyledi. Baskın, “Dış güçlerin oyunu diyorlar. Dış güçler her zaman vardır, doğru. Tarih boyunca bu dış güçler olmuştur.Ekonomimizi bozmaya çalışan güçler hep vardır, bu olacaktır. 19 sene yoktu da bu sene mi çıktı bu dış güçler? Geçmiş dönemde Erbakan Hocamın yaptığı ağır sanayi hamlelerini bozdunuz, hepsini çürüttünüz, yok saydınız. Sattınız, kiraya verdiniz. Şimdi de ‘Katma değerli üretim yapamıyoruz’ diyorsunuz. Yaptığınız üretimin, hammaddesini bakıyorsunuz yurt dışından ithal ediyorsunuz. Siz bugün 10 milyarlık ihracaat yapıyorsanız 8 milyarını dışardan alarak yapıyorsunuz. Fabrika yapan fabrikalar yapmamız lazım bizim. Biz bunları yıllar önce yaptık, planladık. Dış güçlerin sana operasyon çekmesi için senin dış güçlerden ayrı hareket etmen lazım. Ama bakıyorsunuz papazı istiyorlar, veriyorsun, ABD ne derse yapıyorsun, Avrupa ne derse yapıyorsun, AB’ye girmek için çaba sarfediyorsun, sonra ‘Dış güçler’ diyorsun. Hangi hamleyi yaptın sen dış güçlere karşı? İncirlik Hava Üssü’nü ‘Aç’ demiş açmışssın. İçerde istediği gibi atını oynatıyor... Evet dış güçler vardı ama onların dediği gibi değil. Zaten siz dış güçlerin ablukasına girmişsiniz her dediğini yapıyorsunuz” dedi.
YRP, HANGİ PARTİLERLE İTTİFAK YAPACAK?
50+1 nedeniyle bir partinin tek başına iktidar olmasının mümkün olamayacağını söyleyen Baskın, “İttifak olma sözkonusu durumu var” diyerek; “Bizim öncelikli hedefimiz kendi başımıza iktidar olmak, mecliste olmak ancak yüzde 50+1 bunu zorlaştırıyor. Dolayısıyla bir ittifak durumu sözkonusu olma durumu var ama şuan için erken. Biz 3 yıldır sahadayız. Bir esnafa ziyarete gireince esnaf diyor ki “Size oy verebiliriz, yaptıklarınız, söyledikleriniz birbirini tutuyor ama bir şartla Cumhur İttifakı’na dahil olursanız size oy vermeyiz” Başka bir esnafa giriyoruz o da diyor ki ‘Herşey çok güzel size oy da veririz ama Millet İttifakı’na girerseniz size oy vermeyiz” Yani halk bizi bu iki ittifaka yakıştırmıyor. Genel Başkanımız şuanda siyasi partilerle görüşüyor, ziyaretler yapılıyor karşılıklı. Şu parti, bu parti diye ön yargılı değiliz. Sadece HDP ile kırmızı çizgimiz var ittifak diye bir şey sözkonusu olamaz. Bunun haricinde, Genel Başkanımızın görüşmeleri doğrultusunda ittifak yapma ihtimali sözkonusu olabilir” şeklinde konuştu.
Parlementer sisteme dönüş şartımız yok. Sistemler bir araçtır. Parlementer Sistem ya Cumhurbaşkanlığı sistemi ikisiyle de çalışabiliriz. Biz daha önceki dönemlerde koalisyonlarda görev aldık. Bizim ittifaklarla da koalisyonlarla da olsa ülkemize getirecceğizmiz çok hizmet var. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde şöyle bir önerimiz olacak; daha çok demokratikleştrilmiş, tek kişiden yetki ve söz selahiyetinin azaltılması yönünde olabilir. İllâ parlementer, illâ cumhurbaşkanlığı Sistemi takıntımız yok. Bunlar bir araçtır her iki sistemde de gayet başarılı olunabilir.