HABER MERKEZİ
Türkiye, geçtiğimiz yıl tarihi seviyelerde altın ithalatı gerçekleştirerek son 50 yılın rekorunu kırmıştı. Ancak, yeni ekonomik politikaların etkisiyle, ocak ayında 11.5 ton olan altın ithalatı, şubat ayında 11.19 tona kadar düştü.
Son yıllarda Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyonun ardından, altın güvenli liman olarak değerlendirilmekte ve birikimini korumak isteyen vatandaşlar tarafından tercih edilmektedir.
Altın talebi sadece bireysel alımlarda değil, aynı zamanda özel şirketlerin taleplerinde de artış göstermiştir. Geçtiğimiz yıl Türkiye, yaklaşık 319 ton altın ithalatı yaparak son 50 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştı.
Ancak, yeni ekonomi yönetiminin aldığı parasal sıkılaşma önlemleri altın ithalatına yönelik kısıtlamalar getirdi. Buna rağmen, bu önlemlerin etkisiyle 2024 yılının ilk iki ayında altın ithalatında yüzde 80'e yakın bir düşüş yaşandı.
Temmuz ayında alınan bir kararla, Türkiye-AB Gümrük Birliği dışındaki ülkelerden yapılan altın ithalatına yüzde 20 vergi getirilmiş, Hazine ve Maliye Bakanlığı ise kota uygulamasını genişleterek yurt dışından altın alımında bildirim şartı getirmişti.
Bu kısıtlayıcı önlemler sonucunda, altın ithalatında ciddi düşüşler yaşandı. Özellikle Eylül ayında ithal edilen altın miktarı 14 bin 961 kilograma gerileyerek en düşük seviyeye ulaştı.
Maliye Bakanlığı'nın gram altın üretimine yönelik kota uygulamaları, piyasalarda serbest kur ile gösterge kur arasındaki makasın açılmasına neden oldu. Ayrıca, Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası Direktörlüğü tarafından 3 Ekim'de yapılan açıklamaya göre, şirketlerin yurt dışından yapacağı altın alımlarına 25 kg üst limiti getirildi.
Altın üreticileri ve kuyumcular, bu kısıtlamaların arz sorununa neden olabileceğini ve üreticilerin zor duruma düşebileceğini belirtiyor. Özellikle kısıtlayıcı adımların artmasıyla altın arzının talep karşısında yeterli olmayabileceği endişesi dile getiriliyor.
