Sağsen, yaptığı yazılı açıklamada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez tarafından dün açıklanan "Türkiye'nin Ulusal Enerji Planı" ve "Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası" ile ilgili değerlendirmede bulundu.Hem çevreden ekonomi ve güvenliğe kadar birçok alanda olumsuz etkisi olan iklim değişikliğiyle mücadele hem de dışa bağımlılıktan kurtulmak adına uluslararası sistemdeki aktörlerin enerji stratejilerini dönüştürdüğüne işaret eden Sağsen, şu ifadeleri kullandı:
"Bu bağlamda, dönüşen enerji planları içerisinde yenilenebilir enerji öne çıkıyor. Bu dönüşümde, yoğun şekilde rüzgar, güneş, biyoenerji ve hidroelektrik sıklıkla gündem olsa da son yıllarda hidrojen enerjisi de dikkatleri çekmeye başladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez, 'Türkiye Ulusal Enerji Planı' ve 'Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası'nı açıkladı. Bu yeni politika çerçevesinde belirlenen gerçekçi hedeflerin, Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ve ekonomik büyümesine de katkı sağlayacağı ortada."
Sağsen, bu bağlamda, Türkiye'nin 2035 yılı için birçok kalemde hedeflerini belirlediğini aktararak, şunları kaydetti:"Yenilenebilir enerji konusunda da 2035 yılında güneş kurulu gücümüzü 52 bin 900, rüzgar kurulu gücümüzü 29 bin 600, hidroelektrik kurulu gücümüzü 35 bin 100, jeotermal ve biyokütle kurulu gücümüzü 5 bin 100 megavata çıkarma planı aynı zamanda elektrik üretimi için de son derece kritik bir öneme sahip. Bunun en önemli göstergesi de 2035 yılında 189 bin 700 megavata çıkacak olan elektrik üretiminde yüzde 74,3 ile en büyük payı yenilenebilir enerjinin alacak olmasıdır.Türkiye'nin ulusal enerji planındaki bir diğer önemli nokta da hidrojen hedefleridir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan 'Türkiye Ulusal Enerji Planı' ve 'Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası' ile birlikte Türkiye'nin hem enerji arz güvenliğine katkı sağlanırken, aynı zamanda da enerjide dışa bağımlılık düzeyi ve cari açığı düşürülebilecek hem de ekonomik büyüme desteklenecektir. Bu yeni hedefler Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefinin gerçekleştirmesi için de gerekli zemini oluşturacaktır."