Hem maddi hem de psikolojik anlamda iliklerimizi sömüren 2020 yılına Türkiye'deki vatandaşların büyük bir kısmı 2324 TL olan asgari ücretle girdi. Bu koşullarda elbetteki bu maddi kazançla geçinmek çok zor.
Her gün aldığımız ürünler zamlanırken cebimize girenin aynı miktarda artmadığı bir ekonomimiz var. Sadece cebimizden eksiliyor
Elimizi attığımız her şey her gün zamlanıyor. Hiçbir ürünün ya da temel kullanımlarımızın (Gaz, su, elektrik vs) fiyatı yerinde durmuyor.
2020'nin Ocak ayına gidelim ve dolar, euro, altın yıla kaçla başlamış bir görelim.
Ocak ayında;
Dolar: 5.94 TL
Euro: 6.66 TL
Gram Altın: 290 TL
Yılın sonuna geldiğimizde yani Aralık ayında yaşanan değişim de şu şekilde;
Dolar: 7.84 TL
Euro: 9.52 TL
Gram Altın:467 TL
Bir asgari ücretli, elindeki parayla Ocak ayında 8 adet gram altın alırken; Aralık ayında sadece 4 adet gram altın alabiliyor. Yarı yarıya bir düşüş var.
Şimdi de mutfaktaki bazı temel ürünlere gelen zamlara bakalım: Her evde bulunması ve aslında baktığınızda çok çok ucuz olması gereken 30'lu yumurta Ocak ayında 15 TL iken Aralık ayında 30 TL'ye kadar çıkmış. Bu sırada asgari ücretlinin de alım gücü düşüyor.
Dana etini sürekli tüketmek bir hayal artık ama biz yine de koyalım. Yılda en fazla 2 kere tüketebildiğimiz bu ürünün fiyatı Ocak ayında 35 TL, Aralık ayında ise 60 TL'ymiş.
Tereyağı ise etle yarışıyor. Ocak ayında 40 TL iken yıl sonunda 60 TL'ye ulaşmış.
En dandiğini bile zar zor aldığımız ayçiçek yağı ise Ocak'ta 42 TL'deyken Aralık ayında 70 TL'ye yükselmiş.
Ne kadar hesap yaparsak yapalım bu yıl çoğu ev, evde yapılan hesaplarını çarşıya uyduramadı. Tüketmemiz gereken ürünler hayalden öteye gidemedi. Az da olsa kaliteli beslenmek asgari ücretlinin yakınından bile geçmez oldu. İnsanlar artık gittikçe fakirleşiyor.
2020'nin kaybedeni yine asgari ücretli.
Yine omuzlarındaki yükle 2021'e girmeye hazırlanıyor...