Başkan Tuncay, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
“MÜLAKAT KALDIRILMALIDIR”
“Öncelikle ilk ele alınması gereken husus; mesleğimizin saygınlığını ayaklar altına alan, un ufak eden mensubiyete göre yönetici atamasına son verilmesidir. Şöyle ki; kamunun tüm alanlarında olduğu gibi, eğitim alanında da mülakat uygulaması aslında bir fecaattir. Bu uygulamayla hak etmeyenler makamlara getirilerek, kul hakkı yenilmekte, ehil, bilgi ve tecrübe sahibi kişiler görevden uzaklaştırılmaktadır. Özellikle yönetici görevlendirmelerinde ve yine aynı zamanda proje okullarında yönetici ve öğretmen görevlendirmelerinde yaşanan adaletsizlikler çalışma huzurunu dinamitlemekte; eğitimde başarıyı, kaliteyi, motivasyonu, verimliliği, heyecanı düşürmektedir. Bakınız; 2023 Yılı Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirmesine İlişkin Kılavuz yayımlandı. Başvuru şartlarına baktığımızda yine objektif bir ölçüt olmadan ya da yazılı sınav yapılmadan Türkiye’nin en yüksek puanla öğrenci alan okullarına yönetici görevlendirmesi ve öğretmen ataması yapılacağını görüyoruz. Proje okullarına öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri mutlaka sınav esasına göre yapılmalıdır.
Yine 9 Temmuz tarihinde yapılacak MEB Görevde Yükselme Sınavı öncesinde bir sendikanın vaatleri, tehditleri ayyuka çıkmıştır. Oysa bu sürecin sadece sendikal taassup, baskı ve dayatmadan arındırılarak, sadece yazılı sınav puanı dikkate alınarak sonuçlanması eğitim hayatımızın geleceği için paha biçilemez önemdedir.
Bu noktada Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın mülakatın kaldırılacağı şeklindeki açıklamasını tüm kurum yöneticileri, mülki amirler, devlet yetkilileri çok iyi okumalıdır. Okullara, kurumlara yönetici görevlendirmelerinde, görevde yükselmelerde, öğretmen atamalarında, proje okullarına yapılan yönetici ve öğretmen atamalarında sadece yazılı sınav puanı esas alınmalıdır.
"ATAMALAR SADECE KADROLU OLARAK YAPILMALIDIR"
Ayrıca öğretmen atamaları sadece kadrolu olarak yapılmalı, sözleşmeli ve ücretli istihdam kaldırılmalıdır. Seçim öncesinde sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilirken, bu uygulamanın kalıcı hale getirilmesi, bundan sonraki tüm alımların kadrolu olarak yapılması taleplerimiz arasındadır. İnsan hakkı ihlali olan, ekonomik çaresizliği merkezine alan, modern kölelik anlayışıyla yürütülen ücretli öğretmenlik uygulaması da tamamen kaldırılmalıdır.
“SINAV ŞARTININ KALDIRILMASI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”
Öğretmenlik Meslek Kanunu, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında en çok tartışılan konuydu. Kanunla ilgili sendikamız alanlarda beklenti ve taleplerini dile getirmiş, calıştay düzenlemiş, kanunun eksik hususlarıyla ilgili uyarılarını yetkili makamlara iletmiştir. Sendikamızın öncelikli talebi kanunun öğretmenlerin muhatap olduğu tüm mevzuatı ve süreçleri ihtiva etmesi ve kariyer basamakları belirlenirken sınav şartının kaldırılması, unvanların tecrübeye göre verilmesiydi. Bu talebimiz bugün de geçerliliğini korumaktadır. Sınavın sadece “bilgi”yi ölçtüğü, oysa öğretmenlik mesleğinin bilmenin yanı sıra “bilgiyi öğrencilere aktarma”, “öğretme” mesleği olduğu göz önüne alındığında tecrübenin, kıdemin çok daha önemli olduğu bir gerçektir. Bu itibarla 5 yılını doldurmuş öğretmenlerimiz uzman, 10 yılını doldurmuş öğretmenlerimiz başöğretmen olarak değerlendirilmelidir. Bilindiği gibi 19 Kasım tarihinde uzman öğretmenlik/başöğretmenlik sınavı yapılacaktır. Türk Eğitim-Sen olarak “deneyim” ölçüt alınarak, yeni eğitim-öğretim yılında sınavın kaldırılacağı müjdesinin verilmesini istiyoruz.
Ayrıca seçim öncesinde önceki Milli Eğitim Bakanı tarafından vaat edilen uzman öğretmenlik için 10 yıllık kıdem şartının 5 yıla indirilmesi, kıdem yılı 20 yıl ve üzeri olan uzman öğretmenlerimizin başöğretmen olmak için uzmanlıkta bekleme süresi olan 10 yılın kaldırılması, doktora mezunu öğretmenlerimizin doğrudan başöğretmen olması gibi düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin’in “devlette devamlılık esastır” ilkesini esas alarak, bu sözleri yerine getirmesini bekliyoruz"