Zürafanın verdiği ders
Bir zürafa nasıl dünyaya geliyor biliyor musunuz? Bebek zürafa, annesinin karnından çıktığı ilk anda, 3 metre yükseklikten yere düşer. Saniyeler içinde yüz üstü döner ve bacaklarını karnının altında toplar. Ardından başını hızla iki yana doğru silkelemek ve yüzünde birikmiş doğum sıvılarından kurtulmak zorundadır. Anne zürafa, birden bire en umulmadık şeyi yapar; uzun bacağıyla yavrusuna tekme atar. Eğer yavru ayağa kalkmazsa bir tekme daha atar, sonra bir tekme daha, bir daha... Ayağa kalkmadıkça tekmeler sertleşir. Ayağa kalkınca da anne zürafadan yeniden bir tekme yer. Neden? Nasıl ayağa kalktığını unutmaması için. Vahşi doğada bebek zürafalar sürüde kalabilmek için hemen ayağa kalkmak zorundadır. Çünkü onları ancak sürü koruyabilir.
Yazar Irving Stone, zürafalarla, başarılı insanlar arasında benzerlik olduğunu söyler. Biyografisini yazdığı kişiler arasında Van Gogh, Darwin, Freud, Michelangelo gibi isimler bulunuyor. Stone şöyle diyor: “Hikâyesini kaleme aldığım şahıslar büyük işler başaracaklarına dair hayaller kurmuşlar ve bir önseziyle buna inanarak işe koyulmuşlar. Büyük darbeler almışlar, yere devrilmişler, iftiraya uğramışlar, ancak her düşürüldükleri zaman yeniden ayağa kalkmaya muvaffak olmuşlar. Eninde sonunda hayallerine kavuşmuşlar. Böyle insanlar asla yıkılmazlar.”
Padişahın Sorusu
Padişah vezire sormuş: “Vezir!” demiş “Cibilliyet mi eğitim mi? Eğitim mi önemli cibilliyet (soy - sop) mi?” Vezir düşünmeden cevap vermiş: “Cibilliyet padişahım.”
Padişah memleketin her yerine tellallar yollamış…
- Duyduk duymadık demeyin en iyi hayvan eğiticisine yüz kese altın...
En iyi hayvan eğiticisi padişahın huzuruna çıkarılmış. Padişah hayvan eğiticisine sormuş:
- Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretebilirsin?
- Altı ayda öğretirim padişahım.
Altı ay dolmuş, huzura alınmış. Padişah:
- Öğrettin mi?
- Öğrettim padişahım.
Saray erkânı toplanmış. Kedi elinde tepsi servis yapmaya başlamış. Tam vezirin önüne gelmiş; padişah yine vezire sormuş, “Vezir!” demiş “Eğitim mi önemlidir cibilliyet mi?”
Vezir padişahın sorusuna cevap vermeden önce cebinde hazır tuttuğu fareyi yere bırakmış. Kedi tepsiyi attığı gibi farenin peşinde koşmaya baş-lamış. Tabi 6 aylık eğitim de boşa gitmiş. Vezir cevap vermiş.
- Cibilliyet padişahım. Önüne bir fare düştüğünde, eline bir fırsat geçti-ğinde, çıkarı için vatanını satmaktan, halkını harcamaktan tereddüt etme-yecek yüksek eğitimli kedilerden, Rabbimiz bu memleketi, bu milleti muhafaza kılsın.