Haber Merkezi
Bolu Belediye Meclisi Ekim Ayı 1. Oturumu Tanju Özcan başkanlığında gerçekleşti. Meclis toplantısında söz alan İYİ Partili Bolu Belediye Meclis Üyesi Hasan Hakan Alpaslan, kentteki önemli sorunları gündeme getirdi.
ONARIMI TAMAMLANAMAYAN OKULLAR KONUSUNA DEĞİNDİ
İldeki onarım çalışmaları tamamlanamayan okullar konusunu meclis üyeleriyle paylaşan Alpaslan, şöyle dedi; “İlimizde şu anda en büyük sorun çocuklarımızın eğitim gördüğü okullar konusudur. İdareciler, öğretmenler, veliler, çevre esnafı, hele hele çocuklarımız son derece mağdur olmuşlardır. Yaklaşık 2 yıllık pandemi sürecinde bu okulların yenilenmesi, yıkımı, bitirilmesi neden tamamlanmamıştır? Bu yıkılan okulların içinde yenileri de bulunmakla beraber, son 10 yılda yapılan okullar düzgün yapılmamış mıdır? Güçlendirme, kapıyı ve camı mı değiştirmektir? Bu binalar madem bu kadar kötü, tehlikeli ve bakımsızdı da, çocuklarımız, eğitimcilerimiz yıllardır bu hasarlı binalarda mı eğitim-öğretim görmüştür? En önemli soru da, bu ülke bu güçlendirme denilen çalışmayı test etmiş midir? Bazı binaların belki de yıkılmasına bile gerek yoktu. Zaten velilerimiz bir yandan servis ücretleri, bir yandan okul kıyafetleri, bir yandan da çocukların beslenebilmesi gibi ekonomik sorunlarla boğuşurken, bir de çocuklarının hangi mahalledeki, hangi okula gideceğiyle ilgili sorunlarla da mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Değerli arkadaşlar; eğitiminde, çocuklarında partisi de, siyaseti de, rantı da olmaz. Umarım çocuklarımız ve eğitimcilerimiz bu binaları test etmek zorunda kalmazlar. Allahtan tek dileğim, binaların sağlıklı bir şekilde, birkaç yılda bir güçlendirme çalışması zorunluluğu oluşturulmadan, uzun süreli ve efektif kullanılacak şekilde inşa edilerek, ivedilikle, güvenli binalarda eğitimin devam etmesidir.”
ÖĞRENCİLERİN BARINMA SORUNUNA İŞARET ETTİ
Alpaslan, öğrencilerin en temel hakkı olan barınma gibi temel ihtiyacın ülkede sorun haline geldiğine dikkat çekti. Alpaslan, konuşmasının devamında şunları kaydetti; “Türkiye Cumhuriyeti’nde, özellikle Yüksek Öğretim öğrencileri için, barınma ihtiyacı lüks olmamalıdır. Barınma da beslenme gibi en temel ihtiyaçtır. Saraylarda, sırça köşklerde, plazalarda oturup, çocukları özel okullarda, yurt dışında okuyanların sorunun çözümü olamadıklarına yıllardır şahit oluyoruz. Bu ülkede çocuklar ellerinde bavullarla sokaklarda perişan haldeler. Ailelerine yük olmamak için kaydını donduranlar, gündüz okuyup, gece çalışmak zorunda kalan, yetersiz yurtlar sebebiyle yurt çıkmamasından dolayı, 4-5 öğrencinin bir eve çıkma gayreti içinde olmaları, fazla para gitmesin diye öğün atlayanlar ve daha niceleri. Hatta bazı üniversitelerde barınma sorunundan dolayı, yeni gelen hazırlık sınıfı öğrencilerinin barınma sorununu çözmek adına, mevcut hazırlık sınıfı öğrencileri kolay bir şekilde bırakılarak, yurtları boşaltmaları da istenmiştir 8 kişilik,10 kişilik yurtlarda nefes almaksızın, uyumaya ve ders çalışmaya gayret edenler, sizlerin, bizlerin evlatlarıdır. Bir ülkenin ekonomisini çözmenin yolu önce eğitimi çözmektir. Yüce Türk Devleti bu çocukların en temel ihtiyacı olan, beslenme, barınma ve eğitim alma ihtiyacını çözecek güce tabi ki sahiptir, peki o zaman sorun nedir? Neden çözüm üretilememektedir? Ya da çözüm üretilmek istenmemekte midir? Neden ülkemizin en gözde üniversiteleri sürekli hedef alınmaktadır? Neden yetişmiş gençlerimiz sürekli yurt dışına kaçmak, ülkemizi terk etmek istemektedir? Evlatlarımızı tarikat ve cemaat yurtlarının kucağına atmak neticesinde, hem kısa vadede, hem de uzun vadede kaybeden hem aileler, hem de Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti olacaktır. Eğer bu sistem yıllardır aksak, eksik bir şekilde devam ettiği gibi sürerse, yine bir gün ABD güdümlü, hoca efendi denen ilkokul mezunu bir hain çıkar ve ülkeyi teslim almaya kalkar. Aslında biz sadece Kur Korumalı Mevduat dediğimiz iktisat teorilerine, işletme mantığına, finansal aritmetiğe ve bütçe dengesine göre saçma sapan bir model olan sisteme Mart – Temmuz 2022 dönemindeki harcadığımız 60,6 milyar TL ile ki; bu yıl toplam maliyet 290 milyar TL’yi bulabilir, 475.000 öğrenciye yeni yurt imkânı sağlayabilir veya Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesinde % 218’lik bir artış yapabilirdik.
Sonuç olarak, çocuklarımızın çağdaş, Atatürkçü, milli değerlere sahip, donanımlı, etkin ve yetkin, okul kaydını dondurmayacakları, beslenme ve barınma sorunun çözülebildiği bir ülke yaratmak adına, yerel yönetimler olarak ta bir şeyler yapabiliriz düşüncesindeyim. Yerel Yönetimler olarak, Yurt binaları yapabiliriz, bazı binaları kiralayıp yurda dönüştürebiliriz, onlara ders çalışabilecekleri yer konusunda daha fazla destek olabiliriz, Belediyemizin sosyal tesislerinde Üniversite öğrencilerinin komik indirimler olmamak kaydıyla, belirli indirimlerden yararlanmasını da sağlayabilir, yeni açılacak aşevimizde ayda bir gün ‘’ üniversite öğrenci günü ‘’ ilan edip 1 öğünde olsa çocuklarımıza karınca kararınca yemek katkısında da bulunabiliriz. Bu ve benzeri türevleri daha da artırabiliriz. Çocuklarımızı evsiz, barksız, parasız, pulsuz, beslenme sorunu yaşar halde bırakmayalım. Onlar bu ülkenin geleceği, umududur. Unutmayın; Temiz bir vicdandan daha yumuşak bir yastık yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi, ‘’ Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız