Bolu Belediye Meclis Üyesi Hakan Alpaslan, meclis toplantısında yaptığı konuşmada Uygur Türklerinin uğradığı zulmü dile getirdi.
Bolu Belediye Meclisi Şubat ayı toplantısında konuşan İYİ Partili Hakan Alpaslan, Çin tarafından Uygur Türklerine yapılan zulmü gündeme getirdi. İYİ Partili meclis üyesi Alpaslan, meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada, “Doğu Türkistan kan ağlıyor. İşgalci Komunist Çin bütün Dünyanın gözü önünde soykırım yapıyor ve ne yazık ki; bizde dahil bütün dünya seyirci kalıyor. Bunlar olurken de, bebek katili APO’nun PKK kampında çiçekler veren, kendinin vatansever olduğunu zanneden zat, canlı yayında Doğu Türkistanlı mazlum, mağdur, Uygur Türkü kızımızı terörist ilan ediyor. Bu nasıl bir ahlaksızlık, nasıl bir insafsızlıktır. Lütfen, yönetenler ve yönetilenler olarak, Çin’in bu zulmüne karşı daha duyarlı olalım ve gereken tepkiyi gösterelim” dedi.
“ÇOK ACİL IŞIKLANDIRMALAR YAPILMALI”
Belediye ekiplerince ilimizin çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmalarla ilgili de konuşan Alpaslan, “Başkan Yardımcımız Feridun Yılmaz ve ekibine yeni açılan bulvarlar, yapılan dönel kavşaklar, geniş kaldırımlar gibi çalışmalar için teşekkür ediyorum. Yalnız bu bölgelerde çok acil ışıklandırmaların yapılmasının, hem yaya, hem de araç güvenliği açısından sağlıklı olacağı, hem de şehrimize ayrı bir görsellik katacağı düşüncesindeyim. Ayrıca özellikle karanlık ve kasvetli havalarda yaya geçitlerinin ve tabelalarının yetersiz kalmasından dolayı hem yayalar için, hem de araç sahipleri için sıkıntılar yaşanmaktadır. Bununla beraber yaya geçitlerinin daha belirgin hale getirilmesinin yanı sıra, yaya geçitlerini gösteren tabelaların da ışıklı olmasının, hem güvenlik, hem de görsellik açısından şehre ayrı bir hava katacağı kanaatindeyim” diye konuştu.
“ÜZERİMİZE DÜŞEN NE GÖREV VARSA ELİMİZDEN GELEN GAYRETİ GÖSTERECEĞİZ”
Konuşmasında toplu ulaşım sorununa da değinen Alpaslan, “Bilindiği üzere Bolunun en büyük sorunlarından birisi toplu ulaşımdır. Umarım en kısa zamanda bu sorun çözüme ulaştırılabilir. Bunun için meclis üyeleri olarak üzerimize düşen ne görev varsa Bolu halkı adına elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Ancak toplu ulaşımdaki sıkıntı sadece araçlarla ilgili değildir. Şehrin birçok yerinde değiştirilmeye başlanan otobüs duraklarının değiştirme işlemlerinin ivedilikle tamamlanmasıyla beraber, durakların daha kullanışlı olması adına gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Otobüs durağı yazan tabelaların yerine de yeni duraklardan konulmalıdır. Konulan duraklar mutlaka ışıklandırılmalı, otobüs seferlerinin saatlerini gösteren güncel sefer saatleri sök-tak şeklinde panolar yapılarak, duraklara gelen vatandaşlar bilgilendirilmelidir. Nihayetinde herkesin akıllı telefonu ya da interneti yoktur. Ayrıca sefer saatlerini gösteren elektronik tabelalarda mutlaka elden geçirilmelidir. Dolayısıyla vatandaşa hizmet adına yapılacak güzel ve başarılı bir çalışma olacaktır” ifadelerini kullandı.
“BOŞUNA ELLERİNİZİ OVUŞTURMAYIN”
“Şehrimizin önceliği gelir getirici, ihtiyaçları karşılayan ve Bolu’ya vizyon kazandıracak projeler olmalıdır” diyen Alpaslan konuşmasında ayrıca şunları söyledi: “Bana göre en öncelikli ihtiyaçlardan birisi, Bolumuza şehir içinde hizmet verebilecek, şık, çağdaş, modern, bir çok ihtiyacı karşılayabilecek Boluya yakışan bir Kültür Sanat Merkezinin yapılmasıdır. Çünkü her ne kadar şu anda pandemi olsa da, bundan kurtulmaya başladığımız an, bu Kültür Sanat Merkezine ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu göreceksiniz. Hızlıca iş programına alınabilmesi adına üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız.
Şimdi herkes benden belki başka şeyler de konuşmamı bekliyor. Ancak, özellikle son 2 aydır yaşanan polemiklerden ne parti içi rakip muhaliflere, ne de rakiplere ekmek çıkmaz. Boşuna ellerinizi ovuşturmayın. Biz gücümüzü, yetkimizi, önce Cesurlar hareketinin lideri Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener Hanımefendiden, sonra da mevcut parti teşkilatlarımızdan, üyelerimizden ve bize teveccüh gösterip seçen Bolu Halkından alırız. Teşkilatla gelir, teşkilatla gideriz. Gerisi teferruattır.
Son olarak Hz.Mevlana’nın bir sözüyle cevap vermek istiyorum: Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendisi gibi bilir.”
