Bolu Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanı Ersan Türkoğlu Tarım ve Orman Bakan Yardımcı Fatih Metin için ‘Mevcut iktidar ve o iktidarın bir ferdi olan Sayın Bakan Yardımcımız pandemi sürecindeki maske ihtiyacından tutunda esnafa nakit yardımına kadar her türlü konuda yardım kampanyası başlatarak sorunu çözmeye çalışmıştır. Sayın Bakan Yardımcımız ilk önce kendi çöplüğüne bir baksın’ dedi.
Özel Haber: Elif Şentürk
Aynı Dili, Aynı Frekansı Yakalayabilmek İçin Saha Çalışmalarına Hız Verdik
Cumhuriyet Halk Partisi olarak il ilçe il genel meclis üyelerimizle beraber, 4 haftadır haftanın 5 günü sahadayız. Hazırladığımız programa %100 uyuyoruz. Yaptığımız ziyaretlerle Bolu’daki esnafımızın, normal vatandaşımızın, işçimizin nabzını tutuyoruz. Vatandaşımızın gündeminde neler var bunu örenmeye çalışıyoruz. Parti olarak tabi ki bizim gündemimizde olan maddeler var, ülkenin gündeminde olan mevzular var. Vatandaşın derdi sıkıntısı kendi gündemi. Vatandaş için önce kendi sıkıntısı. Bu anlamda biz de vatandaşın sorunlarına daha doğru yaklaşıp, aynı dili, aynı frekansı yakalayabilmek için saha çalışmalarına hız verdik.
Vatandaşımız Sorunlarla Yalnız Kalmış
Bugüne kadar yaptığımız ziyaretlerde ben özellikle şunu gördüm, pandemi sürecinde bazı sektörler çok fazla etkilendi. Bunlar kahveciler, lokantacılar yani a’dan z’ye aslında bütün her şey birbirine bağlı. Zincir marketler ve zincir fast food tarzı yerler hariç hemen hemen bütün sektörler etkilendi. Onlar etkilenince onlarla beraber nakliyeciler etkileniyor, matbaalar ve gazeteciler etkileniyor. Biz şunu gördük bu süreçte, vatandaşımız sorunlarla yalnız kalmış. Mücadelesini yalız vermiş. Geçmişe dönük, birikmiş ciddi bir borç ile hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bugün kısmen de olsa eskiye göre işleri çok çok düşük esnaf arkadaşımızın ama kısmen olsa bir rahatlama var. Bu rahatlamanın bile getirdiği ufak kazançların geçmişteki borçları ödeyemeyeceğini ifade ediyorlar.
Biz sadece dert dinleyip, sorunları dinleyip geçmiyoruz. Kendi düşüncelerimiz ifade ediyoruz. Belediye ile ilgili iletebileceğimiz sıkıntılar varsa onları ilgili arkadaşlarımıza iletiyoruz. Sağ olsunlar belediyede ki arkadaşlarımızda, belediye başkanımız, belediye başkan yardımcılarımız bizim sahadan edindiğimiz izlenimleri sıkıntıları çözebilmek için bir emek veriyorlar. Geri dönüş sağlıyorlar. Bu durum partinin belediyeye karışması değil de, partinin sahadaki eksikleri ilgili arkadaşlara daha seri bir şekilde iletmesi ile alakalı bir durum. Pandemi ile ilgili yeni kısıtlamalar gelmediği sürece, Cumhuriyet Halk Partisi olarak haftanın 5 günü sahadayız. Haftada bir gün köylerimize gidiyoruz. Mümkün olduğu kadar köylerimize zaman ayırmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımız bu seyirle devam ediyor.
Genel merkez koordineli. Buradan hazırladığımız raporlar genel merkezimize iletiyoruz. Bu fitili ateşleyen bu konuda da düşünceleri genel merkeze ileten İl Başkanımız Sayın Hüseyin Kazım Karsu’nun beyanından sonra başladık. Bu durum il başkanımızın kendi kendine verdiği bir karar değil, Sayın Genel Başkanımızın da katıldığı İl Başkanları toplasında alınan bir karar. Sosyal medya hesaplarından takip ediyoruz. Diğer il ve ilçelerimizde de bu şekilde çalışmalar sürmektedir. Sanki seçin atmosferinde gibi çalışmalarımıza devam ediyoruz.
İktidarın iktidar ortağı İle Beraber Oy Oranının Eridiğini Hepimiz Biliyoruz
Cumhuriyet halk partisi olarak, hem de diğer siyasi partiler iktidar partileri de dahil olmak üzere sık sık anket yaptırıyor. Ama biliyorsunuz erken seçim ya meclisin ya da Cumhurbaşkanının çağrısı ile oluyor. Meclisteki çoğunluk şu an iktidardan yana olduğu için, onların bu konuda karar alacak olması gerekiyor. Onunda ne zaman olacağı kanaatindeyim bize gelen anketlerde de mevcut, iktidarın yaptığı anketlerde de iktidarın iktidar ortağı ile beraber oy oranının eridiğini hepimiz biliyoruz. Onlarda bunu görüyor. Zaten oy oranı olarak istedikleri sevide olsalardı eğer inanın samimiyetle söylüyorum. Türkiye’yi erken seçim atmosferine sokarlardı. Bu anketlerin yükseliş bandına geçmesini bekliyorlar. O da şu ortamda zor. Ama şöyle bir gerçek var; mevcut ekonomik ve sosyal sıkıntılar iktidarın artık omuzlayamayacağı kadar ağır durumda. Mevcut yapısıyla iktidar tekrar kazansa bile bu seçime yine ihtiyaç var. Tazelenmiş, yenilenmiş halk iradesini yeniden almış piyasalarında iktidara ihtiyacı var. Güven için buna ihtiyacı var. Mevcut iktidar pandemi sürecinde, gerçekten iyi yönetim sağlayamadı. Bugün ülkenin her tarafında yoksullukla mücadele eden, intiharın eşiğinde hem esnaflarımızın hem üniversite mezunlarımızın hem de hayatının belli bir noktasına gelmiş ama işsiz kalmış kardeşlerimizin isyanları ortaya çıkıyor. Bu bağlamda, bir seçim bu atmosferi yumuşatır. Halkın iradesi ile seçilmiş yeni bir Cumhurbaşkanı, aynı Cumhurbaşkanı olsa bile bu kişi, yeni bir meclis ülkeye daha faydalı olur düşüncesindeyim. 2021’in sonlarında ya da 2022’nin başlarında ülkenin genel bir seçime gideceği kanaatindeyim.
Bolu’yu Görmemezlikle Eşdeğer
Yukarı çarşı Bolu’nun bir değeridir. Büyük alışveriş merkezleri açılmadan, Bolu bu kadar büyümeden ticaretin şekillendiği, artık tarihi bir dokuya sahip olduğu alan. Doğal olarak böylesi bir alanın tekrar canlandırılması insanların ilgi odağı haline gelmesi Bolu’nun kalbi olarak bilinen bu noktanın canlanması yatırım ile mümkün. İlgili makamlar tarafından bu bağlamda da bu kaynağın sağlanması lazım. Yani bunu görmemezlik, Bolu’yu görmemezlikle bana göre eş değer. Yukarı çarşıyı sıradan bir alan gibi düşünmemek lazım. Tarihi bir doku ile atmosfer birleşiyor. Bugün Bolu’nun ilçelerinde artık çok güzel tarihi dokular onarılarak bakım yapılarak turizme ve ticarete kazandırılıyor. Göynük ve Mudurnu bunların çok güzel bir örneğidir. Bizim Bolu’muzun bu konuda pasif kalması, tarihi dokusu ile ticari dokusunun birleşmesine sebep olacak böyle bir yatırımın kaynağının aktarılmaması doru olmaz diye düşünüyorum.
Sayın Bakan Yardımcımız İlk Önce Kendi Çöplüğüne Bir Baksın
Ben Tanju Bey’in hareketini şöyle yorumluyorum; Tanju Bey büyük büyük paralar toplayarak bu Cami’yi inşa etmeye çalışmıyor. Herkesten çok küçük küçük paralar toplayarak, bu camii inşa etmeye çalışıyor. Burada ki amacı da azıcık a olsa benim bir katkım var algısını yaratabilmek. Bu algı vatandaşın yani oraya 1 TL bile nasibi olan bir insanın oraya sahip çıkmasına, değer vermesine vesile olur. Bunun için bu yardım kampanyası başlatıldı diye düşünüyorum. Yoksa Bolu Belediyesi’nin o camii yapamayacak durumu söz konusu değil. Burada ki amaç kentin asıl unsuru olan vatandaşların, yaptığı bağışlarla Cami’ye sahip çıkması başka bir şey değil. Ben sayın bakan yardımcısına şunu ifade etmek istiyorum. Açıklaması gerçekten üzücü. Biz Fatih Bey’e yerel seçimlerden sonra hep böyle uzlaşmacı, menfaatine çalışan bir bakan yardımcısı olarak gördük ve öylede değer verdik. İktidarı eleştirirken, iktidarın burada ki temsilcilerine Fatih Bey’in doğru yaptığına inandığımız hal ve hareketlerini sahada övgü ile insanlara anlattık. Dedik ki Fatih Bey bu konuda gerçekten Bolu’ya şu şu hizmetlerin gelmesi noktasında, Belediye Başkanımızla güdümlü çalışmıştır. İfadelerini kullandık. Bu açıklaması bence son derece yanlış. Bu mantıkla gidersek biliyorsunuz, iktidarda pandemi sürecinde bütün dünya ülkeleri esnafına yardım yaparken, bizim ülkemizde mevcut iktidar yardım kampanyası başlattı. Milletten topladığını esnafa dağıtmak gibi bir yol izledi. Bunun dışında nerede bir afet olsa, nerede bir sıkıntı olsa mevcut iktidar hemen bir yardım kampanyası başlatıyor. Bu mantıkla gidersek o da dilencilik. Hem de çok daha üst seviyede bir dilencilik. Deminde söylediğim gibi, Tanju Bey niyetini açık koymuştur. Herkesin burada bir katkısı olsun gücü nispetinde düşüncesiyle hareket etmiştir. Ama mevcut iktidar ve o iktidarın bir ferdi olan Sayın Bakan Yardımcımız pandemi sürecindeki maske ihtiyacından tutunda esnafa nakit yardımına kadar her türlü konuda yardım kampanyası başlatarak sorunu çözmeye çalışmıştır. Sayın Bakan Yardımcımız ilk önce kendi çöplüğüne bir baksın.
Bizim Amacımız Şu An, Mevcut Görevimizi Güzelce Yapmak
Siyasette bir gün, bir saat bile çok şeyi değiştiriyor. Bugünden gelecekle ilgili bir şeyler söylemek çok doğru değil. Deminde söylediğimiz gibi bir de şöyle bir tablo var; biz bir erken seçim beklentisi içerisindeyiz. Bir de pandemi sürecini yaşıyoruz. Bu süreçte parti bir yenilenmeye gider mi gitmez mi bunu bugünden kestirmek çok doğru değil. Bunu samimiyetle söylüyorum. Diyelim ki bizim partimiz kongreler ve kurul kararı alsa bile Allah korusun tekrar bir kısıtlama çıkarsa, bütün süreci durdurmak zorunda kalır. Çünkü mahalle delegelerinin seçimi için, insanları bir noktada oy kullanmaya davet ediyorsunuz. Kongreler için insanları salonlara davet ediyorsunuz. Kurultay için, binlerce kişiyi Ankara’ya davet ediyorsunuz. Biz mevcut iktidarın yaptığını yapmayız. Salonlar insan sağlığı için yanlışsa, o ortamın oluşacağı zamana kadar beklemesini biliriz. Genel itibari ile söylersek siyasette bir saat bile çok şeyi değiştiriyor. Bizim amacımız şu an, mevcut görevimizi güzelce yapmak. Onun için uğraşıyoruz.