Üniversite Kadın, Aile ve Toplum Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin düzenlediği panelde, Cumhuriyetimizin temelini oluşturan kadının, elde ettiği haklar açısından geçmişten günümüze katettiği yol ele alındı.
İzzet Baysal Kültür Merkezi Mavi Salonda gerçekleştirilen panele; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Coşkun Karaca, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Kadın, Aile ve Toplum Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hikmet Yağlı Mavil, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadelemizin kadın kahramanları hakkında “Belki erkeklerimiz memleketi istila eden düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısında ispat-ı vücut ettiler. Fakat erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun hayat membaı kadınlarımız olmuştur.” sözünü söylediğine vurgu yaparak, ulvi, fedakâr, ilahi Anadolu kadınlarının tarihimizdeki önemine işaret etti.
Cumhuriyet ve Kadın konulu panelin moderatörlüğünü Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Çifci Tekinarslan yaptı. İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayrünisa Alp, “Osmanlı’dan Cumhuriyete Türkiye’de Kadınların Toplumsal Görünürlüğü” konusunda sunum yaptı.
“KADINLAR TOPLUMSAL ANLAMDA KENDİLERİNİ GÖSTERMİŞTİR”
Osmanlı’da ve dünyada kadının genel durumu ve hakları konusunda bilgiler veren Doç. Dr. Alp, 18’inci yüzyıldan itibaren Osmanlı’da, kadınların görünürlüğünü artırmaya yönelik bir sürece gidildiğini anlatarak, özetle “Bu dönem, kadınların eğitim hakkına sahip olmaya başladıkları bir dönem olmuştur. 1800’lere gelindiğinde artık Osmanlı Devleti, Batı tarzında kurumsallaşmaya gitmiş, eğitim için bir bakanlık oluşturulmuş ve batı tarzında okullar açılmaya başlanmıştır. Bu süre içinde, kadınların da eğitim hakkı alabileceğinin yer aldığı 2. Mahmut’un bir fermanı söz konusudur. Bu süreçte yine kadınların gayri resmi olarak ebelik yaptığını söylememiz mümkün. Ebelikle ilgili ilk okul 1845 senesinde İstanbul’da açılmış ve ebelik bir kamu hizmeti olarak görülmeye başlamış. Öğretmen okullarının açılması, kadın öğretmenlerin de kamu hizmetinde çalışan memurlar olarak adlandırılmalarını sağlamıştır diyebiliriz. Kadınlar eğitim hakkı elde ettikten sonra örgütlenmeye ve yazılı basında da yer almaya başlamışlardır. 1869’da Terakki Muhadderat adlı bir dergi yayınlanmıştır. Bu derginin tahrir heyeti kadınlardan oluşmaktadır. Ne zamanki ilk öğretmen okulları açılmaya başlamış, öğretmenlik, ebelik, yazarlık kadınlar için bir meslek olarak algılanmaya başlanmıştır. Bu dönem için, kadınların toplumsal anlamda kendilerini göstermeye başladığını söylemek mümkündür.” diye konuştu.
Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Özdemir Tiryaki ise, “Cumhuriyet Döneminde Kadınların Siyasi Hayata Katılımı” konulu sunum gerçekleştirdi.
“CUMHURİYETİN İLANI, KADIN HAKLARI KONUSUNDA YENİ BİR BAŞLANGIÇ OLMUŞTUR”
Cumhuriyetin yaşaması ve güçlenmesinin Mustafa Kemal Atatürk için hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Tiryaki, “29 Ekim 1923 sonrası Mustafa Kemal Paşa bunun için iki şeye önem verdi. Bunlar ekonomik kalkınma ve demokratikleşmeydi. Kadınlar hem kalkınmanın hem de demokratikleşmenin itici gücü olmuştur. Cumhuriyetin ilanı, kadın hakları konusunda yeni bir başlangıç olmuştur.” İfadelerini kullandı.
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin Türkiye genelinde kadınlar arasında sevinçle karşılandığını belirten Prof. Dr. Tiryaki, kadınların Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e teşekkürlerini sunan telgraflar gönderdiklerini söyledi. Kadınların bayramı olarak görülen bu gelişmenin ülke genelinde yapılan etkinliklerle kutlandığını kaydeden Prof. Dr. Tiryaki, hükümetin de kutlamaları desteklediğini; vali, kaymakam, maarif müdürü gibi yöneticilerin eşleri ve kadın belediye meclis üyelerinin kutlamalarda yer aldığını belirtti.
Soru-cevap bölümünün ardından akademisyenlere teşekkür belgeleri, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Coşkun Karaca tarafından takdim edildi.