Mark Twain’in “insanoğlunun bilebileceği en lezzetli meyvelerden biri” olarak tanımladığı cherimoya, gerçekten de adını hak ediyor mu? Son yıllarda ülkemizde de yetiştirilmeye başlanan bu egzotik meyve, hem lezzetiyle hem de faydalarıyla dikkat çekiyor.
Peki, cherimoya nedir ve neden bu kadar özel?
Anavatanı Güney Amerika olan cherimoya, görünüş olarak yeşil bir kalbi andırıyor. Kabuğu pullu ve etli kısmı kremsi beyaz renkte olan bu meyve, tat olarak muz, ananas ve çileğin mükemmel bir karışımını andırıyor. İçerisinde siyah çekirdekleri bulunuyor ve bu çekirdekler zehirli olduğu için tüketilmiyor.
Cherimoya’nın faydaları saymakla bitmiyor:
Vitamin ve mineral deposu: C vitamini, lif, potasyum ve manganez gibi önemli besin maddelerini içeriyor.
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor: Yüksek C vitamini içeriği sayesinde hastalıklara karşı direnci artırıyor.
Sindirim sistemini düzenliyor: Lif içeriği sayesinde sindirim sorunlarını çözmeye yardımcı oluyor.
Kalp sağlığını koruyor: Potasyum içeriği sayesinde kan basıncını düzenleyerek kalp hastalıkları riskini azaltıyor.
Antioksidan kaynağı: İçerdiği antioksidanlar sayesinde hücreleri serbest radikallerin zararlarından koruyor.
Cherimoya nasıl tüketilir?
Cherimoya’yı tüketmek oldukça basit. Öncelikle meyveyi ortadan ikiye kesiyorsunuz. Ardından kaşık yardımıyla etli kısmını yiyebilirsiniz. İsterseniz meyve salatalarınıza, smoothie’lerinize veya tatlılarınıza da ekleyebilirsiniz.
Cherimoya alırken nelere dikkat etmeli?
Cherimoya alırken dikkat etmeniz gereken en önemli şey, meyvenin olgunlaşmış olması. Olgunlaşmış bir cherimoya, hafif yumuşak ve kokulu olur. Ayrıca kabuğunda herhangi bir çürük veya leke olmamasına dikkat etmelisiniz.
Cherimoya, hem lezzetli hem de faydalı bir meyve. Eğer henüz denemediyseniz, mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Belki de siz de Mark Twain gibi bu meyveye hayran kalırsınız.
