SESSİZ OLUN

SESSİZ OLUN
A- A+

“Saygısız ağız, anahtarsız açılır”
Her konuda fikri olan, durmadan hesap soran bir kimseden saygı bekleyebilir miyiz?
Her şeyi biliyor, yalnızca haddini bilmiyor der geçeriz.
Bağlılık asalet gerektir, bağımlı olmak mirastır.
Bağlılık, sessiz ve derindir, bağırmaz ama kendini belli eder.
“Hesap sormadan evvel, hesap vermeye hazır değilsen” nafile!!!
Olgunluk tam da burada! satır başı yapıyor işte!
Saygı, emeği incitmemeyi öğütler bize.
Zedelememek, yaralamamak, acıdan nemalanmamak insanidir.
Yıkma, karalama, susanları rahatsız etme gayretiyse, gayri insanidir.
Onun için;
 “Sesimi duyan var mı”? diye sorulduğunda..
Cevabınız yok, kulağınız duymuyor, görmüyorsa acı tabloyu kalbiniz?

Bari sessiz olun..
                                                                                         *** 
Ölüm bütün kavgaların sesini kısar.
Bir tek sessizlik ölmez…
İdeolojin ne olursa olsun “sesimi duyan var mı” sorusuyla kavga edilmez.
Sataşılmaz, satın alınamaz.
- “Sesini duyan var kardeşim” diyen biri çıkar.
Ve
Bütün avazların sesini kısar.
Charlie Hebdo’lar’cular
- “Türkiye’de deprem: Tanklarla girmemize gerek kalmadı” diye manşet atmış.
Kitapsızlar vicdansızlar, sürüngenler, aşağılıklar sürüsü!
- Sessiz olun…
                                                                                       *** 
Asıl konusunu, bulunduğu konumunu, konuşlandığı mekanı, kuşandığı makamı, şehrini, mevziini terk edenleri elbette unutmayacağız.
Sadece Cumhuriyet tarihimizin değil, coğrafyamızın ve dünyanın en büyük felaketlerinden biri olan bu büyük depremi asıl mevzusundan kopararak; siyasi bir ideolojik zemine çekmeye çalışanları da.
Deprem bölgesine seyahat ederken
- “ Nerde bu devlet” ucuzluğuna sarılanları da hatırlayacağız.
İycük bir kar yağışında;
80 metrelik İzzet Baysal Caddesinin buz pistine dönen halini unutmadık.
80 bin km2’lik deprem bölgesindeki 10 ilin ve 14 milyon insanın etkilendiği bu büyük felaketi göz retinasına aldıramayanları da görüyoruz.
Onlara diyeceğim şudur..
- Sessiz olun…
                                                                                        *** 
Duyduklarımızla hareket edeceksek, gözlerimiz niye yaratıldı?
Hep akıl yürüteceksek, kalbimiz niçin var?
“İlim ve irfan” diye bas bas bağırıyoruz ummana…
Suya yazılan yazı okunmaz diyorsun; bilmiyor muyuz ekilen her tohumun yeşereceğini suda…
- “Sıfırdan başlamak' diye bir şey yoktur.
Allah birdir.
Ve Elbet!
- "Elde var bir" diyerek kaldığımız yerden yeniden başlayacağız.
Sesimi duyan var mı? Sorusu sorulduğunda olsun…
Şunu yapın…
- Sessiz olun…
                                                                                       *** 
Yüzyılın felaketini hala anlayamayan, anlamak istemeyenler var.
500 Km uzunluğundaki fay, tarihimizin iki büyük depremini oluşturdu.
10 şehrimize büyük zarar verdi ve 14 milyon insan bu afetten etkilendi.
Uzmanlar, depremin 130 atom bombası gücünde olduğunu söylüyorlar.
500 yıldır kırılmayan fay hattının kırılmasını konuşuyorlar.
Ben daha acayip şeyler düşünüyorum. Kendimle HAARP ediyorum, günlük Alaska’ya gidiyorum.
Türkiye 3 metre kaydı. Susun artık, bırakın istismarı ve engelleme çabalarını.
Bırakın da bu millet kenetlenip yaralarını sarsın.
Sürekli başkalarına bakan, onların kusurlarını arayan, eksiklerini inceleyen, ilişkilerini kurcalayan düşüncelerden bi uzak durun.
Sadece saatin tik tak seslerine kulak verin.
Tik Tok hastalarına, meşhur olma sevdalılarına itibar etmeyin
Sesimi duyan var mı? Sesine kulak verin.
- Bi sessiz olun…
                                                                                            *** 
Türkiye Cumhuriyeti, vatan, toprak, bayrak tutkusu, tarih bilinci, atalarından almış olduğu övünçlü mirasıyla afet zamanlarında sıkı sıkı kenetlenmesini bilmiş muazzam bir devlet,
Aman diyene kılıcını indirmemiş, bağrı yanıklara, yuvası yıkılmışlara şefkat kapısını açmış muazzam bir millettir.  
Köroğlu’da öyleydi; Bolulu torunları da öyle maşallah.
Ne like, ne reyting ne de alkış dertleri var…
Tek dertleri vatan..Tek dertleri an itibariyle deprem felaketine uğrayanlara yardım edebilmek.
İki gündür Bolu’da bir gönüllü ordusu yoğun mesai harcıyor.
Müthiş bir imece var. O kalabalıkta çarpışmadan, itişmeden, sabırla, gururla, üşümek ve yorulmak bilmeden çalışıyorlar.
- Sessiz olun, bi izleyin…
                                                                                            *** 
Gençler hele; kocaman yürekleri, sızlayan kalpleri, ceplerinde anadan babadan aldıkları nasihatleri var.
Organizasyonda elini, ayağını, gövdesini, bilgisini, birikimini taşın altına koyan yakınlarımız, dostlarımız, arkadaşlarımız, siyasilerimiz, polisimiz, askerimiz, doktorumuz, hemşiremiz, muhtarlarımız, gençlerimiz, Afad’ımız, Kızılayımız, STK’larımız, bürokratlarımız var.
Bolu halkı tek yürek olmuş yardım yağdırıyor.
Allah hepsinden razı olsun.
Allah depremzedelere güç kuvvet ve sabır versin.