ORDO AB CHAO (KAOSTAN GELEN DÜZEN)

Ordo ab chao ifadesi kaostan gelen düzen anlamını taşımaktadır. Lux in Tenebris olarak betimlenen latince kökenli Karanlıktan Işık ifadesi ile de benzerlik göstermektedir. Masonik bir ifade olan kaostan gelen düzen; yetkilerin iş bölümü ile dağıtılmasından sonra oluşan kaostan doğan düzen şeklinde literatürde bahsedilmektedir. Düzene genel olarak atfedilen tüm anlamlar bir bakıma spekülatiftir.
Kaostan gelen düzen kavramının anlamlı olarak ifadesi Yuhanna İncili’nin Latince çevirisinde Lux in Tenebris (Işık karanlıkta parladı ve karanlık onu anlamadı) betimlemesi ile karşımıza çıkmaktadır.
Mason kelimesi Fransızca kökenli olup “maison” ev anlamını taşır. Masonlar ev yapan duvar ustalarıdır. Masonlar tarihte kaba taşları alarak estetik ve azametli katedraller inşa etmeleri ile ünlerini dünyaya duyurmuşlardır.
***
Ele almak istediğim konu masonlar, illuminati gibi soyut kavramlar değil. Asıl olan yönetime maruz kalan insan olgusunun bedeninin ötesin de algıya ve ruha sahip olmasıdır. Yönetim politikaları ve pratikleri insanın beden sınırlarına göre değil ruhsal olarak anlamlı yönetiminden doğan düzenler ile sağlanmaya çalışılmaktadır. Mevcut düzen kurgu eksikliği yaşıyorsa kaos çanları yeni düzenin kuruluşu için tarih sahnesinde yerini almaya başlamıştır.
Geçmiş dönemlerdeki fetihçi toplulukları tek dereceli matematik denklemleri gibi bir düzen kurmuş adil olarak yönetemeyince daha adil veya daha barbar bir topluluk tarafından fethedilmiştir. Fetih sahibi o bölgede yeni bir nizam kurmuş ta ki başka bir fetih zamanına dek.
Fakat tüm düzen tarım toplumuna göre tasarlanmıştı. Sanayi devriminin gerçekleşmesi ile ekonomi, siyaset, teknoloji ve toplum hayatında köklü değişiklikler yaşanmaya başladı. Elbette ki kaostan doğan düzen de eski fetihçi toplumlar gibi gerçekleşmeyecekti. Kaostan Gelen Düzen artık toplumun içinden yaratılarak büyütülecekti
***
Karanlıkta aydınlıkta topluluklar içinden doğarak global manada bir karanlık ve aydınlık ortamının sağlanmasına referans olacaktı. Sanayi sonrası dönemde yönetme yetkisi, daha belirgin bir tarzda yasama, yürütme ve yargı olarak ayrılmıştır. Sonrasında erklere uygun devlet yönetimleri icat edilmiştir. Hiç birisi de mutlak adalet ve demokrasiyi baz almamıştır. İnsanlara yapılan anlatımlarda egemenlikten bahsedilerek sonrasında belirli gruplara yaşam imkânı tanınmayacak ölçüde kaos oluşturulmuştur. Netice adaletlerin sağlanamadığı sanayi sonrası devlet düzenlerinde toplum içinden doğacak olan aydınlık bir müddet karanlık düzeni inşa eden topluluklar tarafından zalimce ve zulümane davranışlara muhatap olmuşlardır.
Bu açıdan kıta Avrupası’nda bilimin doğmasına sebep olan mütefekkirlerde, bir zamanlar Anadolu topraklarında nizam kuran ilim insanları da kendi dönemlerinde ışık olana kadar karanlıklar tarafından cadı avına maruz kalmışlardır.
Kaostan gelen düzenin yapı taşları ise her devrin eser rüzgarlarına kapılmış ve devrin efendilerine karşı devrin adamları olmuşlardır.
Bilgi ve enformasyon çağı içinde yaşamaktayız. Artık karanlıkları ortadan kaldıracak olan ışık ne kılıçla ne barutla ne tüfekle topla kazanılacaktır. Ancak bu ışık ilmin, bilimin ve aklın gölgesinde gerçekleşecek ve karanlık odaklar ve ruhların sinelerine bir kılıç darbesi gibi inecektir.
Maddi silahlar 20. yüzyıl itibari ile fiziki olarak varlığını korusalar da kalpleri kazanamayacağı ve adil bir nizam kuramayacağını ispat etmiştir. Maddi silahlar kılıfına girmiştir!
Son olarak, kaostan gelen düzenlerin ortadan kaldırılması topluluklar içinden çıkacak ışık halelerin bir araya geleceği günü beklemektedir. Her milletin aydınlığının bileşkesi adil dünyanın mümkün olduğunun asrımıza ispatı olarak tarih sahnesinde yerini alacaktır.
Bugün kaostan gelen düzenin bitmesine bir gün daha yaklaşmış bulunuyoruz.
İnsanın her türlü karanlığını terk etme azminde olduğu mesut yarınlara ulaşmak ümidiyle…