Ahmet Burhan Karaman

BU HAYAT BÖYLE Mİ OLUR?

BU HAYAT BÖYLE Mİ OLUR?
A- A+

Bu hayat böyle mi olur? / Düşen Hep Yerde Mi Kalır? / Gün Olur Belin Doğrulur / Ne Olacak Belli mi olur?
Hayatımızda ki sınıfsallık her yüzyıl da olduğu gibi yaşadığımız 21. yüzyılda kendini göstermektedir.
Sanayi devrimi sonrasında Karl Marx ve Friedrich Engels işçi sınıfının hayat tarzını kurgularken geldikleri tarım toplumuna uygun olarak planladıklarını düşünüyorlardı. Fakat Sanayi Devrimin de meydana gelen ekonomik hayatta meydana gelen değişimler Marx ve Engels’in öngöremedikleri şekilde toplumsal hayata sirayet etmeye başlamıştı.
                                                                                              ***
İşçilerin hayatının kurgusu çalışacak, dinlenecek hakları yenecek ve sadece oligarşik bir grubun kazançları aritmetik değil geometrik olarak artış gösterecekti. 
Planda olmayan öngörülemezlik, kapitalizmin tüketim toplumunu inşa etmesi sonrasında işçiler sadece çalışmak için var olmayacaklardı. Öngörülemeyen durum ise; tarım toplumunda istihdam olan insanlar mal ve mülk sahibi değillerdi. Mülkün sahipleri devletti. Malların ve mahsullerin sahibi devlet köylülere asker yetiştirmeleri karşılığında tasarruf yetkisi veriyordu. Yani kendi yapması gereken pek çok işi köylünün sırtına devlet veya feodal beylikler vasıtası ile yüklemekteydi. Köylülerde bunun karşılığında savaşlara gitmiyor ve huzur içinde yaşama garantisi kazanıyorlardı. 
                                                                                              ***
Fabrikaların kurulması ile beraber köylüler kentlere göçmüş, artık topraklarda asker besleme zorunluluğu ortadan kalkmıştır. Peki devletler askerlerin ihtiyaçlarını karşılayacak ve yeni şehirler kuracak parayı nereden bulacaktı. Çok fazla düşünmeye gerek yok. 
Devlet/İş Veren ve mal tedarikçilerinin, işçinin tüketim alışkanlıklarını değiştirerek ve kazancının pazarlık unsuruna dönüştürülmesi ile iş verene ayrıcalıklar verir. Bunlara teşvik adı da verilir. İşçiler ise artık sadece fabrikada çalışan değil evden freelance dahi çalışabilen bir duruma gelmiştir. Yani artık işçinin hiyerarşik bir yapıda olması beklenmemekte esnek olarak çalışması normal karşılanmaktadır. İşçiden beklenti sadece kazanması önüne koyulan elektronik verileri işlemesi ve kazandığı parayı dinlenme zamanlarında harcaması beklenmektedir. Kendisi harcamalarını yaparken bir de ev araba hayali ile olmayan elektronik paranın kredi ile dağıtılarak emeği ipotek altına alınmaktadır.
                                                                                           ***
Peki işçilerin sömürüsü hep bu şekilde devam edecek midir? 
Elbette ki hayır. İşçi sınıfı son demlerini yaşamakta. Büyük fabrikalar butikleşmekte. Artık vergileri perdeleyecek coin borsa gibi pek çok ayrıntılar icat edilmiştir. 
İşçilerin arasında girişim yaratacak insanlar işçi sınıfının geleceğini kurtaracak ve işçiler eski tarım toplumundaki devletle yaptıkları mutabakatları topraksız olarak gerçekleştirecektir. Devlet otoriteleri ademi merkezileşerek yerel manada halk katılımcı demokrasi ye geçecektir. Katılımcı demokrasinin en büyük düşmanı ise adaletsiz olanlardır. 
                                                                                          ***
Sıradan insanların yaşadıkları olumsuzluklar ve olumsuzluklara karşı gösterdikleri mukavemetler onları sınıflarından koparmak ve girişim göstermek için Allah’ın onlara sundukları bir fırsattır. 
Oldukları yeri kabullenmeyen ve her gün ayrı bilgi peşinde olan geleceğin katılımcı demokrasilerini ayakta tutacak yiğitlerdir.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Ahmet Burhan Karaman yazıları